Bayram namazları Çin’de ayrı bir coşkuyla idrak edilir. Ülkenin en büyük şehri Şangay’da camilere sığmayan Müslümanlar bayram namazında sokaklara taşıyor.
Çin’in birçok yerinde sahabe kabrine rastlamak mümkün. Ramazan kıyafetine büründüğünde ise sevinmenin adeta Çincesini görürsünüz samimi Müslümanların çehrelerinde.
Milenyumlara meydan okuyan Çin, her zaman bir gizemler ülkesi olma özelliğini korudu ve kendine has renkleri ile dünya medeniyetini süslendirmeye devam etti. Kâh Konfüçyüs’ün fikirleri veya tarihindeki en muhteşem denizcisi Müslüman Zheng He’nin gemileri ile dünyaya açılmış, kâh Çin Seddi veya Mao ile dünyaya kapanmış, fakat her durumda kendinden bahsettirmeyi başarmış bir kadim medeniyet demektir Çin.
Kadir Gecesi çok özeldir Çinli Müslümanlar için. Birçok camide sahur vaktine kadar cemaatle 100 rekât nafile namaz kılınır ve böylece Ramazan taçlandırılmış olur.
Günümüzde Çin’in birçok yerinde sahabe kabrine rastlamak mümkün. Guangzhou şehrine gittiğinizde temelleri 628 yılında, henüz İnsanlığın İftihar Tablosu Peygamberimiz (sas) vefat etmeden atılmış bir cami ile karşılaşırsınız. Çin tarihinin kalbi eski başkent Xian şehrinde daha 707 yılı gibi erken bir vakitte inşa edilmiş olan devasa cami kucaklar sizi. Günümüzde uçakla yapılan 10-11 saatlik hızlı seyahatlerin yoruculuğunu düşününce insanın hayreti daha da bir artar. Zira Arabistan’ın bağrında açan nasıl bir ‘Gül’dür ki kokusu daha 100 yıl bile geçmeden, o zamanki ulaşım imkanları da hatırlanınca, Çin’in kadim başkenti Xian’da bu kadar büyük bir cemaat tarafından hissedilmeye başlamıştır.
Eksi 16 derecede namaz
Çok samimidir Çin Müslümanları. Gözden ırak olsalar da gönülleri ayrı olmamıştır hakikat-ı Muhammediye’den (sas). Hanedanlıklar zamanında şehirlerin merkezlerini ve ticaret hayatının ritmini Müslümanların şekillendirdiğini görürsünüz. Zaman eskitememiştir Çinli Müslümanların samimiyetini. Xining’in henüz vakit girmeden 40 dakika önce lebalep dolan büyük camisi sizi alıp götürür başka diyarlara. Eksi 16 derecede cami avlusunda yere seccadesini sermiş sabah namazını bekleyen o gizemli ülkenin Müslümanları çok şey anlatır bizlere. Demek ki ‘Allah’ın bitirmediğini kimse bitiremezmiş’ der ve Sübhanallah çekersiniz. Çin’in en ücra köşelerinde evlerini 30 yetim çocuğa Kuran dersi vermek, Çince okuma yazma öğretmek için açan yaşlı dede ve nineler görürsünüz. Ellerindeki tek dünyalıkları olan evlerini bu işe vakfetmişler ve infak hakikatini sessiz bir çığlıkla haykırmaktadır paslanmış kulaklarımıza. Ben neredeyim, onlar nerede diye iç çektiren böyle bir güzellikler ülkesidir Çin.
Kadir Gecesi baştan çıkarır Çinli Müslümanları
Ramazan kıyafetine büründüğünde ise bu kutlu ay geldiği için sevinmenin adeta Çincesini görürsünüz samimi Müslümanların çehrelerinde. Camiler büyük bir iftar çadırı gibi kadınlı erkekli yüzlerce insanı ağırlar. Çinli Müslüman işadamları camilerde halka iftar verebilmek için birbirleri ile yarış ederler. Teravihler ‘ben de buradayım’ derler ve gündüzün iş yoğunluğuna rağmen camilere koşturan birçok Mümin sinesi ile hemdem olurlar. Teravih sonrası evlerine dönmeye hazırlanan Çinlilerin gözlerinde bir sonraki günün iftarına duydukları özlemi görebilirsiniz, zira iftar zamanı topluca açılan oruçlar bir aile ortamına dönüşür onlar için. Belki Müslümanların sayıca çok olduğu ülkelerden gelenlere bir hayranlıkları vardır, lakin kendilerinin de imrenilecek nice güzelliklere sahip olduklarını bilmezler. Ve Kadir Gecesi adeta baştan çıkartır Çinli inananları. Birçok camide sahur vaktine kadar cemaatle 100 rekât nafile namaz kılınır ve böylece Ramazan taçlandırılmış olur. Çinli imamların ve hafızların kendilerine has Kuran tilavetleri ‘dünya yaşlanıyor olsa da, Kuran gençleşiyor’ dedirtir ve bayramın bembeyaz kumsallarına sürüklerler sesleriyle. Bir sonraki Ramazan’a ulaşabilme dualarıyla veda edilir Sultan’a.
