Üsküp İlahi Grubuyla yola çıkan ve ailesinden aldığı ilahi ve dini eğitimden destek alarak önce İsa Bey Medresesi daha sonra Galler, İngiltere Lampetter Üniversitesi İslami Bilimler Fakültesinde eğitimini tamamlayan Sanatçı Mesut Kurtiş, Peygamber efendimizi (sav) öven ve anlatan ikinci albümünü çıkardı.
Salavat albümüyle ilahi ve müzik dünyasına profesyonel bir şekilde giriş yapan Kurtiş gazetemize konuştu. "İlahiler dolayısıyla tasavvuf musikisi hayatıma çok küçükken, yani ilkokuldayken Üsküp ilahi grubuyla girdi. Ailemde ilahilere karşı müthiş bir sevda ve aşina vardı. İlahilere karşı duyulan bu aşinalık bana da intikal etti. Medrese eğitimi derken, yolumuz İngiltere'ye düştü. Burada bu işte uzman olan arkadaşlarla tanışma imkânım oldu. Dolayısıyla 2004 yılında Londra'da Salawat adlı ilk profesyonel albümüm piyasaya çıktı." diyen Kurtiş, "Üniversite eğitimim sırasında arkadaşlarımla birlikte sesli ilahilerimi bir kasete çektirip dinletiyordum. Bu sesli çekim şu anda dünyaca ünlü olan Sami Yusuf'a da dinletilmiş. hemen akabinde benimle tanışmak ve çalıştığı şirkete kazandırmak istediğini ifade etmiş. Velhasıl, Awekening şirketiyle çalışmaya başladım. Hedefim Avrupa'da yaşayan müslümanlara hitap etmekti. Yani dini müzik ve kültürel alandaki boşluğu doldurmak için yola koyulduk. İlk albümde genelde Türk ve Arap folklorune ait eserler seslendirildi. Diğer bir hedefimiz de batılılara kültürümüze ait müsiki ve kültürel değerleri takdim edip sunmaktı. Dolayısıyla çok sayıda konser verdik. İngiltere ve Avrupa'nın hemen hemen her büyük şehrinde konserlerimiz oldu. Zamanla Avrupa, Türkiye ve Arap dünyasına yayılmaya başladım. Konserlerimize sadece müslümanlar değil, gayri müslimler de katılıyordu. Müzik tarzımızı merak ediyorlardı. Yolumuza bu şekilde devam etmeye gayret gösterdik." şeklinde konuştu.
"Çalışmalarımı belli bir alanla sınırlandırmak istemem, farklı kesimlerden sanatçılarla da çalışmak istiyorum" diyen Kurtiş, Beğendiği sanatçıları tavır ve sanatlarıyla örnek aldığını belirterek, sadece çalışmalarıyla gündemde olmak istediğini sözlerine ekliyor.
Sevgili albümüne 3 Arnavutça parça ilave edeceğim
"Sevgili" uluslararası bir albüm niteliğinde. Türkçe, Arapça ve İngilizce hazırlanmış olan albümde birçok ünlü isimle düet yapılmış. Kurtiş, başta Sami Yusuf olmak üzere, İsveçli müzisyen Maher, Mısırlı müzisyen Hamza Namira ve Kanadalı müzisyen İrfan Makki ile çalışmış. Mesut Kurtiş, müziğini isimlendirmiyor.
"İsteyen ilahi desin, isteyen şarkı desin" diyor. Bu albümle insanlara ne anlatmak istiyorsunuz diye soruyorum. "Efendimizi nasıl en iyi şekilde anlatabiliriz, nasıl daha fazla sevdirebiliriz, bunu hedefliyorum" diyor. Albümde başörtüsünün ehemmiyeti ve Gazze'deki zulmü de şarkı sözlerinde yansıttığını ifade ediyor. Özellikle dikkat çektiği bir konu var. Kurtiş "Sadece Allah'a ve Efendimiz" e yazılanlar değil, olumlu mesaj içeren ne kadar konu varsa onları dini görüyorum" diyor.
Müzik bir tebliğ aracıdır
Kurtiş müziğinin bir amacı olduğunu söylüyor. İnsan ne yapıyorsa bir hedef için yapıyor ona göre. Müziğin bir tebliğ aracı olabileceğini belirten Kurtiş, "İnsanların hoşuna gitsin diye, meşhur olmak için müzik yapmıyorum. Maksadım insanları iyiye, hayra teşvik etmek." diyor. Gelecek albümlerinde içtimai konuları daha fazla ele almak istediğini belirtiyor. Kurtiş'e Türkiye' nin kendisi ve sanatı için önemini soruyorum. "Her üsküplü Türkiye'yi anavatanı gibi görür" diyor. Türkiye' de yaşanan her olay oraya da yansıyormuş. "Türkiye' yi vatanımız gibi görüyoruz, burada akrabalarımız var, ilişkilerimiz gittikçe ilerliyor. İlk albümde Türkiye'de pek aktif değildim ama özellikle bu albümde tanıtıma çok önem verdik, bu albüm Türkiye için hazırlandı." diyor. Kurtiş, çalışmalarım hakkında bilgi almak isteyenler mesutkurtis.com adresinden ulaşabilirler, diyor.