Erkam Tufan ve Doğan Ertuğrul ile Youtube’da yaptığımız ‘30 Artı Dakika’ programında birkaç kez “Yakın zamanda Yunanistan ile de çatışmanın eşiğine gelir, savaş tamtamları çalınırsa şaşırmayın” demiştim. Bir çok izleyici ‘ortada fol yok yumurta yok, nereden çıkardın bu gerginlik senaryosunu’
Almanya iki savaş arası dönemde yakalandığı NAZİ hastalığını, İkinci Dünya Savaşı’nı kaybedip tümüyle işgal edilince tedavi etmeye başladı. Bu tedavi on yıllar sürdü; halen de etkisi devam ediyor.
Mesleğe polis adliye muhabirliğinden başlamış, bugüne kadar sayısız dava izlemiş, binlerce sayfa iddianame, savunma ve mütalaa okumuş birisi olarak diyebilirim ki New York’ta görülen Hakan Atilla davasını izlemek benim için mesleki açıdan benzersiz bir deneyimdi.
Türkiye’de yapılmış askeri darbelerin hemen hepsinde MİT, darbenin bir parçası olmuştur.
Bugün (10 Temmuz 2020, Cuma) Danıştay tarafından 1935 tarihli Ayasofya’yı müzeye dönüştürme kararı iptale dildi. Akabinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Ayasofya-yı Kebir Camii Şerifi’nin” Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesine dair kararname imzalandı. Böylece camiye dönüştürülmesi kararı ilan edildi.
Bireysel anlamda faşişt; “sadece kendi düşüncesini doğru kabul eden, başkalarına düşüncelerini zorla kabul ettirmeye çalışan kimse” olarak tanımlanıyor.
Sizlere yine gündelik sulu sepken bir mevzudan bahsedecektim. Siyaset o kadar kuşatmış ki hepimizi maalesef kötülerin bulandırdığı pis bir derede yuvarlanıyoruz toplum olarak.
Erdoğan’ın Saray’ı kaçak olarak inşa ettirdiği yıllardı. Şöyle bir şey yazmıştım.