Vatanımızda Kalanlara

Vatanımızda Kalanlara

Ciğere bıçak gibi saplanan onlarca hadise meydana geliyor.
Gözaltına alınan yeni doğum yapmış kadınlar..


Devletin, şu kısmında bu kısmında görevli olan vatan evlatları..
İşadamları, esnaflar, ev hanımları, öğrenciler..
Bir de yakalandığı hastalıklardan dolayı vefat edip gidenler…
Her gün yürek yakan onlarca hadise duyuluyor.. Duyulamayanlar hariç.
Sadece “bizim arkadaşlarla” birkaç vicdan sahibi duyuruyor bu acıları. Bize “öteki” gözüyle bakanlar ise “oh olsun” modunda devam ediyorlar hayatlarına.

Suçlu olup olmadığına bakılmadan..
Suç varsa bile suçun şahsiliği esası göz ardı edilerek sadece birilerinin attığı iftiralar yüzünden toptan bir “yok sayma, kötü ilan etme, yok etme” süreci yaşanıyor.
Bana mesaj yazan, e-mail atan bazı insanlar bir şey yapıp yapmadığıma bile bakmadan “vatan hainleri.. siz..şunları..bunları.. yaptınız, ettiniz…” diyerek nefret suçunu işlemeye devam ediyor.

Bu tiplere söyleyecek hiçbir sözüm yok.. “var da” yok..
Söylesen bile dinlemeyecek, anlatsan bile anlamayacak bir “sürü”den bahsediyoruz. Çünkü yüreklerinde biriktirdikleri kin bütün alıcılarını kapatmış, duyu organlarını köreltmiş, izanlarını ise yakmış.

Mesela bu tiplere anlatamazsınız;
28 Şubat döneminde Müslümanlara yapılan zulümlerin katmerlisinin bugün yapıldığını..
Balyoz Darbe Planları içinde detaylıca yer alan gözaltı, tutuklama, işkence, yok etme, mala mülke el koyma planlarının aynen bugün uygulandığını..
Ergenekon Terör Örgütü’nün ve hep derin devletin kirli işlerini yapan Özel Harp Dairesi’nin toplumu ifsat etmek için kullandıkları yöntemlerin aynısının Hizmet Hareketi’ne yönelik aynen uygulandığını..
Her derin devlet yapısının kullandığı pis/iğrenç/ahlâksız/insanlık dışı/hayvanî yöntemlerin son 5 yıldır, suçlu suçsuz, Hizmet Hareketi mensuplarına aynen uygulandığını..
“Allah, Kur’an, Bayrak, vatan-millet…” diyerek “dâva-gâye İslam” diyerek iktidara gelen ama sonrasında “kazandıklarını” kaybetmemek için derin devletin bütün planlarını uygulamaya başlayanların sahtekarlığını, çirkefliğini, münafıklığını..
Dün “tağut” dedikleri devleti bugün “kutsallaştıran”, devletin başına çöreklendikten sonra kendilerini ve yaptıklarını “kutsal hale” getirten tiplerin nasıl alçalabildiğini, harama daldıklarını, adaletten uzaklaşıp zulümleşebildiklerini…
Anlatamazsınız.

Gözlerine sokarcasına delil sunarsınız ama gösteremezsiniz.. göremezler…
Bağırır, haykırırsınız ama duyuramazsınız.. duymazlar.
“Bak, Allah Kuran’da şöyle buyuruyor, Peygamber Efendimiz böyle söylüyor, bu yapılanlar yanlış” dersiniz.. ama “sen yanlış yorumluyorsun, bilmiyorsun” derler.
O yüzden, onlara karşı lâl olmak en iyisi…

Ben, “bizden” olup da özellikle “dışarıdakilere” kızanlara, dün Hizmet’le bir yerde buluşmuş olanlara, yüreğinde vicdan-imân taşıyanlara, hem kendi adıma hem de tanıdığım sürekli haberleştiğim muhacir arkadaşlarım adına, bir şey demek istiyorum:

Türkiye’de kalanlar, kalmak zorunda olanlar, fırsat bulamadığı için mecburen kalanlar;

Sanmayın ki unutuldunuz.. Asla! Sizi düşünmeden hiçbir günümüz geçmiyor.

Sanmayın ki hatırlanmıyorsunuz.. Asla! Sizden gelen her acı haber yüreğimizi dağlıyor, gözlerimizde yaş oluyor.. Her gelen güzel, sevindirici haber ise “hamd olsun Rabbim” dedirtiyor.

Sanmayın ki buralarda bolluk, refah, mutluluk içinde günümüzü gün ediyoruz.. Asla! Birçoğumuz ayın sonunu getirebilmek için canla başla çalışıyor. Ucu ucuna yaşıyoruz.. Hiç bilmediğimiz işlerde tam tabirle canla başla çalışıyoruz. Ellerimiz nasırla, yüzlerimiz güneş yanığıyla tanışalı çok oldu.

Sanmayın ki dualarımızda yer almıyorsunuz.. Asla! Kendi çocuklarımızdan, ailelerimizden önce hapishanelerde ve gaybubetlerde olanlara ve onların ailelerine dua etmekteyiz..

Sanmayın ki gözyaşlarımızla sinemizi yakmıyorsunuz.. Asla! Kimse kimsenin acısını tam yaşayamaz biliyorum ama yeminle söylüyorum, Sizin acı haberlerinizi aldıkça hıçkıra hıçkıra ağlamaya ve acınıza uzaktan da olsa ortak olmaya devam ediyoruz.. ağlayışımız; hem Sizin yaşadıklarınıza hem kendi yaşadıklarımıza hem de Sizin yaralarınıza merhem olamama çaresizliğimize..

Sanmayın ki eğlencedeyiz.. Asla! Sizin yaşadığınız acılar ortadayken, bunları biliyorken, aramızda, eğlenmeyi kendine haram sayanlar, o kadar çok ki! “Eğlence sayılır” korkusuyla

Sanmayın ki hayat bize güzel.. Asla! Siz, “tamam” deyinceye kadar yaşadığımız her günde Siz de olacaksınız.
Ve sanmayın ki boş duruyoruz.. Asla! Yaşadıklarınızı, yaşananları ve çekilen acıları herkese anlatıyor, Sesiniz olmaya devam ediyoruz.

Belki eskisi kadar hızlı değiliz.. Belki eskisi kadar çok, o güzel işlerle uğraşamıyoruz.. Belki eskisi kadar infak edemiyoruz.. Ama olsun.. Yapmaya çalışıyoruz ya..
Olsun, yolumuz belli ya.
Olsun, hedefimiz olan Allah’ın ve Peygamber Efendimiz’in adını herkese ve her yere götürebilme azmimiz devam ediyor ya..

Biz Sizi unutmuyor ve çok dua ediyoruz.. Siz de bizi unutmayın ve dua edin olur mu?
Bir de;
Emin olun ve gönlünüzü hoş tutun. Dün, hep beraberken yapageldiğimiz bütün güzel işlere aynen devam ediyoruz.
Yani; HİZMET DEVAM EDİYOR.

ASIM YILDIRIM

EN YENİLER

Zaman Makedonya

ZAMAN.MK ©
1994 - 2020 - TÜM HAKLARI SAKLIDIR.
Bu Web Sitesinde yer alan içeriklerin önceden izin alınmaksızın kullanımı yasaktır.

Zaman Makedonya